Çavdarlı Köyünde Doğal Bal Üretimi ve Arıcılık Projesi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

UĞUR İSTANBULLU

(ARTVİN)- Artvin’in Şavşat ilçesi Çavdarlı Köyünde yaşayan Mustafa Faruk Altun, “Bu yıl beşincisini yapmış olduğumuz ‘Çavdarlı’da kovanın olsun’ projemizde var. ve bizim bu projedeki emelimiz şu; büyükşehirde yaşayıp doğal bala ulaşmak isteyen tüketicilerin, köyde arıcılık yapan üreticilerle buluşturuyorum ve onlardan almış olduğum parayla burada kovan alacak üreticilere dağıtıyorum. Daha sonra üreticiler ürettikleri balın bir ölçüsünü para yatıran tüketicilere gönderiyor” dedi.

Artvin’in Şavşat ilçesi Çavdarlı Köyünde yaşayan Mustafa Faruk Altun, arılarına nektar sağlamak hedefiyle yaptığı araştırmalar sonucunda 400 metrekarelik bir alana karabuğday ekti. Altun, bu teşebbüsü ile hem arılarına yarar sağladığını hem de ekmeğin üretim sürecine dikkati çekmek istediğine vurgu yaptı. Birebir vakitte büyükşehirde yaşayan ve doğal bala ulaşmak isteyen vatandaşları da buluşturduğu ‘Çavdarlı’da kovanın olsun’ projesi de gerçekleştiren Altun, üretim yapmanın değerine de vurgu yaptı.

Altun, şöyle konuştu:

“Çavdarlı köyünde yaşarken bir farkındalık olsun istedim. TEMA kayıtlarına nazaran yaptım burayı. Burası ekmek teknesi üzerinde 2 metrekarelik bir alan oluşturdum. TEMA kayıtlarında diyor ki; ‘400 yüz gramlık ekmek 2 metrekarelik alandan meydana gelmektedir.’ Münasebetiyle ekmeğimizi ona nazaran tasarruflu tüketmeliyiz. Bende köyümde bu türlü bir farkındalık oluşturmak için burada 2 metrekarelik bir yer oluşturarak karabuğday (Griçgev) ektim ve 400 yüz gramlık ekmeğin bu alanda ekilen buğdaydan yapıldığını söylemek istiyorum. Yolun kenarından gelip geçenler görsün diye ve birebir vakitte ekmeğin ne sıkıntı koşullar altında üretildiğini ne kadar değerli olduğunu anlatmak istedim.

“Bir katkı olmadan büsbütün doğal bal üretiyoruz”

Şimdi bizi öbür arıcılardan ayıran en değerli şey rakımın bin 740 oluşu, en yakın sanayi üretimine yüz elli kilometre uzaklıkta olması ve büsbütün doğal ortamda rastgele bir katkı olmadan büsbütün doğal bal üretiyoruz. Birebir vakitte endemik çeşitliliğinin çok güçlü olduğu bölgedeyiz. Hasebiyle arıcılıkta kuraldır ne kadar yükseğe çıkılırsa bal kalitesi o kadar artar zira çiçeklerin özü o derecede kaliteli olur. Nektar artırımını sağlamak maksadıyla araştırmalara başlamıştım ve (greçgayı) karabuğdayı önerdiler ve ben de karabuğdayı ektim. Karabuğday tıpkı vakitte glütensiz buğday çeşidi olması nedeniyle çölyak hastalığına güzel bir vitamin kaynağı sağlıyor zira çölyak hastaları her türlü buğdayı yiyemiyorlar ve hem de arıcılar için nektar sağlıyor. Münasebetiyle ben iki eseri paralel olarak birbirine katkı sağlaması için yapıyorum. Haziran ayının on beşinde birinci beyaz çiçeği açarak arılara âlâ bir nektar sağlıyor ve hem buğdaydan eser elde edebiliyorum tıpkı vakitte arılara da nektar sağlayarak bal üretiyorum. Buradaki çiftçilere teklifim şudur, arıcılar kesinlikle karabuğday üretmelidirler ve karabuğday tıpkı vakitte şunu da yapıyor. Bölgenin bitki örtüsünü bozmadan bölgeye uyumlu bir bitki ve bir un çeşidi hasebiyle üreticilere tavsiye ederim.

“Çavdarlı’da kovanın olsun”

Bu yıl beşincisini yapmış olduğumuz ‘Çavdarlı ‘da kovanın olsun’ projemizde var. ve bizim bu projedeki gayemiz şu; büyükşehirde yaşayıp doğal bala ulaşmak isteyen tüketicilerin, köyde arıcılık yapan üreticilerle buluşturuyorum ve onlardan almış olduğum parayla burada kovan alacak üreticilere dağıtıyorum. Daha sonra üreticiler ürettikleri balın bir ölçüsünü para yatıran tüketicilere gönderiyor. Başka halde kovan ve arta kalan balda üreticide kalıyor. Katiyetle bizim bu bölgemizde üretim yapmaktan öbür bir tahlil yok yaşamak için. Burada sanayi yok ya burada HES yapıyorlar ya ormanları kesiyorlar ya da maden arıyorlar. Hasebiyle biz bunlara karşı durmak için kesinlikle ve kesinlikle üretim yapmak zorundayız.”

Projeye takviye vermek için İstanbul’dan gelen Zeynep Pekün Ekşioğlu “İstanbul’da yaşıyorum Mustafa beyefendiyle ‘Senin de bir kovan olsun’ projesi dahilinde tanıştık birkaç yıl önce ve birinci sefer buraya gelme fırsatım oldu. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde pak besin üreten küçük üreticileri geziyorum ve bunlar üzerine kitap yazacağım ve o vesileyle geldim buraya. Dediğim üzere birkaç yıldır bu projeye dayanak veriyorum” dedi.